TCK.M.106 ‘’TEHDİT SUÇUNDA ÖNGÖRÜLEN DEĞİŞİKLİK
1- 14.10.2014 tarihli Kanun Teklifinin 20. maddesiyle, “TEHDİT” başlıklı TCK m.106’da değişikliğe gidilmesi önerilmektedir.
Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde yer alan tehdit suçunun koruduğu hukuki yarar kapsamına “kişi hürriyeti” kavramının dahil edilmesi ve ölümle tehdit dahil olmak üzere suçun takibinin mağdurun şikayetine bağlı tutulması önerilmektedir. Böylece, ölümle tehdit edilen mağdur şikayetçi olmadıkça soruşturma veya kamu davası başlayamayacak, mağdurun şikayetten vazgeçmesi ile de soruşturma kapanacak veya dava açılmışsa düşecektir. Kanaatimizce, Türk Ceza Kanunu’nu düzenleme tekniğinden kaynaklanan sebeple tehdit suçunun temel halinin yanında nitelikli halinin takibi de mağdurun şikayetine bağlı tutulmuştur.
Tehdit suçunun nitelikli halinin şikayete bağlı olmadığı ileri sürülse dahi, “ağır tehdit” olarak nitelendirebileceğimiz açık ölümle tehdidin, gerek mağdurun ruh hali ve gerekse failin özellikleri itibariyle şikayete bağlı tutulmasında, şikayette bulunma ve bilhassa şikayetten vazgeçme hususlarında sorunlar yaşanabileceğini, mağdurun şikayetten vazgeçmek zorunda bırakılabileceğini ifade etmek isteriz.
Değişikliğin kabulü halinde, mağduru ölümle tehdit eden faile sadece para cezası verilebilmesi mümkün olabilecektir.
CMK.M.116 ‘’MAKUL ŞÜPHE’’ DEĞİŞİKLİĞİ
2- Teklifin 21. maddesiyle, “Şüpheli ve sanıkla ilgili arama” başlıklı CMK m.116’da değişikliğe gidilmesi önerilmektedir. Teklif kanunlaştığı takdirde, yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul, yani akla uygun, elverişli şüphe varsa, şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerleri aranabilecektir. Mevcut hükümde, “makul şüphe” yerine “somut delillere dayalı kuvvetli şüphe” aranmaktadır. Kanaatimizce bu şart, iddiaya konu suçun faillerine ulaşmak veya suçla ilgili delilleri toplamak için yapılacak aramayı nerede ise imkansız kılmaktadır.
CMK.M.128 EL KOYMA
3- Teklifin 22. maddesiyle, “Taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma” başlıklı CMK m.128’de değişiklik yapılması önerilmektedir. Değişiklik teklifinde, 6526 sayılı Kanunla zorlaştırılan taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma tedbirinin şartlarında değişikliğe gidilmeyip, yalnızca “katalog suç” olarak tanımlayabileceğimiz suçlara yeni suçlar eklendiği görülmektedir. Buna göre, Anayasa kurulan düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar olarak tanımlanan TCK m.309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 316. maddelerde tanımlanan suçlardan birisinin işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa ait olduğu tespit edilen taşınmazlara, hak ve alacaklara CMK m.128/1’de gösterilen usule uygun şekilde elkoyulabilecektir.
Terör veya suç örgütü yapılanması ile hareket edenlere karşı tedbir alınmalıdır. Kamuoyunda malvarlığına elkoyma tedbiri yanlış anlaşılmakta, müsadere olarak değerlendirilmektedir. Burada kastedilen, bir şüphelinin veya sanığın suçla ilgili mallarına tedbiren elkoyulmasıdır ki, bu tedbir bireyin tüm malvarlığını kapsamaz. Malvarlığı bir suçtan elde edilmişse veya suçta kullanılmışsa, elkoyma tedbirinin konusu olabilir, fakat bireyin tüm malvarlığına elkoyulamayacağı gibi, bir kısım malvarlığına da keyfi, yani yasal ve somut gerekçe olmaksızın elkoyulamaz. Aksi halde, hiç kimsenin mülkiyet hakkı güvende olmaz.
CMK M.135 “İLETİŞİMİN TESPİTİ, DİNLENMESİ VE KAYDA ALINMASI”
4- Kanun Teklifinin 23. maddesiyle, “İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması” başlıklı CMK m.135’de değişikliğe gidilmesi önerilmektedir. Teklifle, “iletişimin tespiti” adı ile bilinen ve “katalog suç” sınırlamasına tabi tutulmayan, şüpheli veya sanığın HTS kayıtlarının (içeriği bilinmeyen, kimin kiminle, ne kadar, ne süre ve nerede görüştüklerini tespit eden bilgilerin) alınması usulünde değişikliğe gidilmekte, bunun yanında iletişimin denetlenmesi kapsamında yapılacak iletişimin dinlenmesi, kayda alınması veya sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi yöntemlerine yeni suçların alınması düşünülmektedir. Bu suçlar; Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar başlığı altında tanımlanan TCK m.302 ila 308 ve Anayasal Düzene ve Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar başlığı altında tanımlanan TCK m.309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 316 olarak sıralanmıştır.
5- Teklifin 24. maddesiyle, “Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi” başlıklı CMK m.139’da ve Teklifin 25. maddesiyle de, “Teknik araçlarla izleme” başlıklı CMK m.140’da sayılan katalog suçlara yeni suçların eklenmesinin hedeflendiği görülmektedir.
6- Teklifin 26. maddesiyle, “Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi” başlıklı CMK m.153’te değişikliğe gidilmesi önerilmektedir. Teklifte, soruşturma aşamasında savunma makamına karşı gizliliği kaldırılan dosya ile ilgili 6526 sayılı Kanunun 19. maddesiyle değiştirilen CMK m.153’ün ilk haline dönülmesi, yani istisnai olmak kaydıyla soruşturmanın gizliliğinin tekrar getirilmesi hedeflenmektedir. Savunmaya karşı soruşturmanın gizliliği mümkün olabilir, ancak CMK m.153’ün ilk şekline ve bunu destekleyen Teklifin 26. maddesine göre bu gizlilik yönteminin isabetli olmayacağını ifade etmek isteriz.
İş bu makalenin bir kısmı Prof.Dr.Ersan Şen’in http://www.hukukihaber.net/tck-ve-cmk-degisikliklerine-genis-bakis-makale,3647.html’de yayınlanan haberinden alınmıştır.
Originally posted 2014-10-22 16:07:45.