BOŞANMA SEBEPLERİ
Medeni kanunumuz; EVLİLİĞİN gerekli nedenlere dayandığı takdirde hâkim hükmüyle son verilmesinİ öngörmüştür. Boşanma nedenlerini özel ve genel olmak üzere ikiye Ayrılır.
Genel boşanma nedenleri kanunda ismen düzenlenmiş fakat tam olarak nelerin bu sınıfa girip girmediğinin takdirinin hâkime bırakıldığı nedenlerdir. Genel boşanma sebepleri yasada somut olarak belirtilmemiştir.Hakim tarafından olaylar tetkik edilerek ,boşanmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine kanaat getirilecektir.Ancak özel boşanma sebepleri, medeni kanunda açık ve kesin şekilde belirtilmiştir. Bu tanıma uyan sebeplerin bulunması boşanma için yeterlidir.
Özel boşanma nedenleri: zina, hayata kast ve pek kötü onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığıdır.
BOŞANMANIN ÖZEL NEDENLERİ:
1-)ZİNA
Medeni Kanun Madde 161 uyarınca,eşlerden biri zina ederse diğer eş boşanma davası açabilir.Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
Zina, evlilik birliği içerisinde eşlerden birinin karşı cinsten bir kişiyle BİLEREK CİNSEL İLİŞKİYE girmesidir. Zina eylemini eşlerden birinin sadakat yükümlülüğüne karşı gelmesi olarak da algılayabiliriz. Zina eylemi sonucu boşanma davası açma hakkı yeni medeni kanunumuzda hem kadına hem erkeğe tanınmıştır.
Zina davasının açılması için; tarafların geçerli bir evliliğinin olması gereklidir. Evlilik öncesi veya sonrası karşı cinsle girilen bu tür muamele zinaya girmez.Eşlerin evlilik birliği içerisinde birbirlerine karşı sadakat yükümlülükleri mevcuttur.Bir evlilik mutlak veya nisbi butlanla sakatlanmış olsa bile iptal kararının kesinleşmesine kadar geçerli bir evliliğin tüm sonuçlarını doğurduğu için eşlerin sadakat yükümlülüğüne uyma zorunlulukları vardır. Hem evliliğin iptali hem de zina nedeniyle boşanma davasının birlikte açılmasına, hatta bu iddia ve taleplerin kademeli olarak ileri sürülmesine yasal bir engel yoktur. Ayrıca Zinanın söz konusu olabilmesi için cinsel ilişkinin karşı cinsle yapılmış olması gerekir. Cinsel ilişkinin zina sayılması için bir kere gerçekleşmiş olması yeterlidir.Devamı,sürekliliği aranmaz.
Eşlerin zina yapmasının kusur sayılabilmesi için zina eden eşin kusurlu olması gerekir.”Karı veya koca yaptığı işin cinsel ilişki olduğunu ve bu ilişkinin eşinden başkasıyla yapıldığının anlayabildiği ve bunu istediği takdirde kusurludur. O halde cebren veya bayıltarak, yahut ta uyuşturucu madde vererek ırzına tecavüz edilmiş olan eş kusurlu sayılamayacağı için bu eşe zina nedeniyle boşanma davası da açılamaz.
Zina yapan eş aleyhine boşanma davası açılabilmesi için, bu eşin dava hakkı olan eş tarafından affedilmemiş olması gerekir. Af halinde, artık zinaya dayanan boşanma davası açılamaz.( MK.129\III)
Af açık ya da örtülü biçimde olabilir. Diğer eşin zina yapan eşe kendisini her şeye rağmen affettiğini bundan sonra yuvasına bağlı kalması gerektiğini belirtmesi açık afa örnektir.
Medeni Kanunumuza göre, zina nedeniyle boşanma davası , boşanma nedeninin öğrenilmesinden itibaren altı ay ve en çok zinanın yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılması gerekmektedir. Bu süreler hak düşürücü sürelerdir ve bu yüzden bu süreler geçmişse dava açılamaz. Fakat dava hakkı olan eş, bu süreyi kaçırmışsa, eşini affetmemiş olmak kaydıyla ve şartları varsa,başka sebeplere dayanarak boşanma davası açabilecektir.
Zinaya dayanan boşanma davasında kanıt yükü davacınındır. Davacı eş, diğer eşin zina yapmış olduğunu kanıtlamalıdır. Fakat zinanın varlığını kanıtlamak oldukça zor, çoğu zaman da imkansızdır. Bu konuda , mektup, fotoğraf, doğan çocukla aradaki bağı gösteren doktor raporu, tutanak ve diğer belgeleri birlikte değerlendirilecek ve hakimin takdiri ile sonuca varılacaktır.
2- Hayata Kast ve Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış
Medeni Kanun Madde 162; eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve herhâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
Cana kast eşlerden birinin, diğer eşin yaşamına son vermek amacıyla yaptığı eylemlerdir. Örneğin eşini öldürmek üzere tabancayla ateş edilmesi, fakat eşe isabet ettirilememesi; eşin tabağına çok güçlü bir zehir konulması, fakat eşten önce bir kedinin ya da köpeğin tabaktaki yemeği yiyip bitirmesi ve anında ölmesi gibi durumlarda cana kast vardır. Yahut da henüz eyleme geçmemiş olmasına karşın, öldürme niyetini ortaya koyan davranışlar varsa, bu durumda da cana kastın varlığı kabul edilir. Örneğin eşini öldürme niyetiyle tabanca ya da zehir alma durumunda cana kastın, boşanma nedeni olarak varlığı kabul edilmelidir.Eylemin boşanma nedeni olabilmesi için bizzat diğer eşe yöneltilmiş olması gerekir. Cana kast, kusura dayanan bir boşanma sebebi sayılmaktadır. Ancak temyiz kudreti bulunmayan eşin fiilleri cana kast sebebiyle boşanma davası açma hakkı vermez. Hayata kast mutlak boşanma nedenleri arasındadır bu yüzden ispatı halinde kusur aranmaz.Cana kast halinde, canına kastedilen eş olayı öğrendiğinden itibaren altı ay ve cana kast eyleminin meydana gelmesinden itibaren beş yıl içinde boşanma davası açmalıdır. Bu süre hak düşürücü bir süredir, bu süre kaçırılırsa dava açılamaz.(MK.162\II)
Pek kötü onur kırıcı davranış, eşe yapılan eziyetler, onun bedensel ve ruhsal sağlığını tehlikeye düşürecek davranış, eşe yapılan eziyetler, onun bedensel ve ruhsal sağlığını tehlikeye düşürecek davranışlar, eşi hapsetmek, aç bırakmak, dövmek ve anormal cinsel ilişkiye zorlamak gibi ağır hareketlerdir.Pek fena muamele, eşe eziyet veren, acı çektiren, bedeni ve ruhsal sağlığını bozan davranışlardır.
Evlilikte eşlerin, birbirlerini kişilik değerlerine ve onurlarına saygı duymaları, birlikteliğin temelini oluşturur. Eylemde davalı eşin kastı özellikle davada göz önünde tutulacaktır.Davacı eşin haksız hareketlerine davalı eşin kızgınlıkla göstermiş olduğu tepki, eleştiri veya şaka amacıyla söylenen sözler ya da isabetsiz benzetmeler onur kırıcı nitelikte olmayabilir.Takdir hakkı hakimindir. Yasa koyucu ‘ağır derecede’ onur kırıcı davranışı boşanma sebebi saydığına göre, eylemin bu ölçüde olup olmadığının özel bir dikkatle tartılması gerekir.
Boşanma davasında talebin dayandırıldığı maddi vakıaların aynı zamanda ceza davasına konu yapılması ve bunun delil olarak gösterilmesi halinde ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekir.
Davalı eş tarafından davacı eşe onun şeref ve haysiyetine yönelik kasıtlı bir eylem bulunmalıdır.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
Cana kast veya pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle açılan boşanma davası için hak düşürücü süreler davacı boşanma sebebini öğrendikten itibaren 6 ay , olayın yani nedenin gerçekleşme tarihinden itibaren en geç 5 yıldır.
3-)SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME
Medeni Kanun Madde 163;Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.Mutlak bir boşanma nedeni olan suç işlemenin konusu tam olarak ceza kanununda belirtilmemekle birlikte anayasanın76. maddesinde belirtilen suçlar küçük düşürücü suç olarak sayılmıştır. Bunlar küçük düşürücü utanç verici suçlar boşanma sebebidir. Yüz kızartıcı suçlara örnek olarak zimmet, ihtiras, irtikâp, rüşvet, sahtecilik, dolandırıcılık, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflastır.
Suçun evlenmeden önce işlenmesi ve davacı eşin bunu bilerek evlenmesi halinde, boşanma talebi haklı görülemez.Ancak koşullar varsa yanılma, aldatma ve korkutma nedenlerinden evliliğin iptali davası açılabilir.
Haysiyetsiz hayat sürme ise, nisbi bir boşanma nedenidir. Böylece haysiyetsiz hayat sürme iddiasının kanıtlanmış olması boşanmanın kabulü için yeterli olmayacak, bunun davacı eş açısından evlilik birliğini çekilmez hale getirip getirmediği de, ayrıca araştırma konusu yapılacaktır.Kişi yaptığı iş, uğraştığı meslek ve sanat ya da özel yaşamı ile bu değerlere onur, haysiyet gibi kavramlara aykırı düşüyorsa, haysiyetsiz yaşam sürmekte olduğu kabul edilir. Randevu evi işletmek, genelev patronluğu yapmak, ayyaşlık, kumarbazlık, cinsel sapıklık, evli olduğu halde erkeklerle düşüp kalkmak bu gibi davranışlara örnektir.
Medeni kanunumuz suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle açılacak davalarda hak düşürücü süre öngörmemiştir.
4-)TERK
Medeni Kanun Madde 164; Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.
Terkten söz edebilmek için eşlerden birinin bir sebep olmaksızın ortak yaşama son vermiş, aile konutundan ayrılmış ya da kaçmış ve ya haklı bir sebep olmaksızın konuta dönmemiş olması şarttır. Öyleyse eşler ortak konutta oturdukları sürece “ dargın olsalar konuşmasalar, cinsel ilişkide bulunmasalar bile; yatak odaları, yemek sofraları ayrı olsa bile terk yoktur.Ortak yaşamı bırakıp gitmek isteyerek olmalıdır. Bu nedenle eşlerden biri diğerini ortak yaşamı terk etmeye zorlar, örneğin evden kovar, korkutarak kaçırırsa, bu durumlarda bırakıp giden eş terk etmiş sayılmaz tam aksine onu bırakıp gitmeye zorlayan eş terk eylemini işlemiş sayılır.Ayrıca terk kasdi olmalıdır.
]Boşanma davasının açılması için eşin terkindeki amacın Sadece evi terk etmiş olmak yeterli değildir. Terk eyleminin evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmemek amacıyla işlenmiş olması gerekir. Tarafların ayrı Yaşama durumları En Az Altı Ay Devam Etmiş Olmalıdır.Terkten itibaren altı aylık sürenin kesintisiz olması gerekir.Bu süre içerisinde eşlerin bir müddet bir araya gelerek ortak yaşamı devam ettirip sonradan yeniden ayrılmış olmaları halinde ,sürenin kesintisizliğinden söz edilemez.
Terk nedeniyle boşanma davasının açılabilmesinin koşullarından biri ihtardır. İhtar; evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla eşini terk eden veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmeyen eşe, diğer eş tarafından mahkeme kanalıyla yapılan son bir çağrı ve uyarıdır. Amaç, boşanma davası açılmadan önce terk eden eşe son bir şans verilmesi, böylece evlilik birliğinin yeniden kurulup devam etmesi yönünde son bir olasılığın tüketilmesidir.
5-)AKIL HASTALIĞI
Medeni Kanun Madde 165; Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.Akıl hastalığı,nİsbi bir boşanma nedenidir.
Akıl hastası eş bir süre sonra sağlıklı eş için evliliği imkânsız hale getirebilir. Şu durumda sağlıklı eşin evliliği devam ettirmesini bekleme hakkaniyete aykırı olur.Akıl hastası eşin çocukların büyümesine ve gelişmesine zarar verebilir.Sağlıklı eş akıl hastası eşle evliliğini sürdürmek istediği takdirde buna serbesttir.Akıl hastalığına dayanarak boşanma davası açabilmek için,eşlerden birinde iyileşmesi imkânsız akıl hastalığının bulunması şartlardan biridir.
Medeni Kanunun herhangi bir hastalığı özel boşanma sebebi saymamış; hastalığın mutlaka “akıl hastalığı” olması şartını aramıştır.Ayrıca bu hastalık sebebi ile ortak hayatın diğer eş için çekilmez hale gelmesi şartı aranmıştır.Çekilmezlik şartının ispat yükü davacıdadır. (mk. m.6) Akıl hastası davalı eşin tüm olumsuz davranışlarına veya durumuna sağlıklı eşin katlanması durumunda davanın kabulüne olanak yoktur. Akıl hastalığına dayalı boşanma davasının açılmasında herhangi bir süre sınırı yoktur.
Originally posted 2015-01-24 20:06:25.