Site icon Boşanma Avukatı

Alkollü Araç Kullanımı Ve Ehliyetin Alınması

Dava; davacının alkollü olarak araç kullandığından bahisle sürücü belgesinin iki yıl süreyle geçici olarak geri alınmasına ilişkin işlem ile davacıya 601 TL para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Alkolmetre ile yapılan ölçümün yanlış olduğunu, bu miktarda alkol almadığını ileri süren davacının kaç promil alkollü olduğunu gösteren trafik para cezası verilmesine ilişkin tutanağı imzalayarak bu durumu kabul etmesi ve görevli polis memurlarınca ölçüme itiraz etmesi halinde sağlık kuruluşuna götürülerek yeni bir ölçüm yapılabileceğinin belirtilmiş olması karşısında; davacının, alkolmetreyle yapılan ölçüme itiraz ettiği halde sağlık kuruluşuna götürülmediğine ilişkin iddiasına itibar edilmemiştir.

Diğer yandan; davacı tarafından olaydan sonra kendi imkanlarıyla gittiği bir sağlık kuruluşundan alkollü olmadığına ilişkin doktor raporu alınmışsa da, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesi uyarınca, alkolmetreyle yapılan ölçüme itiraz edilmesi halinde, ilgili sağlık kuruluşunda yapılacak alkol ölçümünün görevli memurlar nezaretinde gerçekleşmesi gerektiğinden, bu usule uyulmaksızın alınan doktor raporunun, dava konusu işlemi sakatlayacak nitelikte bir delil olarak kabulüne imkan bulunmamaktadır.

Anılan gerekçelerle; trafik polislerince yapılan ölçümde, 1,51 promil alkollü olduğu tespit edilen davacı hakkında tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

(Karar Tarihi : 28.03.2013)

“İstemin Özeti : Danıştay Sekizinci Dairesi’nin 19.06.2012 tarih ve E:2009/3724, K:2012/5464 sayılı kararının düzeltilmesi istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi :

Düşüncesi : Karar düzeltme isteminin kabulüyle, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, Danıştay Sekizinci Dairesi’nin 19.06.2012 tarih ve E:2009/3724, K:2012/5464 sayılı kararı kaldırılarak davalı idarenin temyiz istemi yeniden incelenip gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; davacının alkollü olarak araç kullandığından bahisle sürücü belgesinin iki yıl süreyle geçici olarak geri alınmasına ilişkin 12.06.2008 tarih ve 032578 sayılı işlem ile davacıya 601 TL para cezası verilmesine ilişkin aynı tarih ve 389476 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesi’nce; 12.06.2008 gününde yapılan genel denetimler sırasında ____ plakalı aracın sürücüsü olan davacının 1,51 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, davacının sürücü belgesi geri alma tutanağını imzalamaktan imtina ettiği ve bu hususun tutanağı düzenleyen memurca tutanağa yazıldığının anlaşıldığı, olayda, davacının imzadan kaçınmak suretiyle tutanak içeriğine itiraz ettiği açık olduğundan, kandaki alkol oranının belirlenmesi için kan tahlili yaptırmak üzere kriminal laboratuvar veya adli tıp merkezine veya Sağlık Bakanlığına bağlı kuruluşlara gönderilmesi gerekirken, alkol test cihazıyla yapılan ölçüme dayalı olarak sürücü belgesine el konulmasına ve para cezası verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

Davalı idare tarafından kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesinde; uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin kara yolunda araç sürmelerinin yasak olduğu, uyuşturucu veya keyif verici maddelerin cinsleri ile alkollü içkilerin etki dereceleri ve kandaki miktarlarını tespit amacıyla, trafik zabıtasınca teknik cihazlar kullanılacağı, buna ilişkin tespit usulleri ve muayene şartlarının Sağlık Bakanlığının görüşüne uygun olarak hazırlanacak yönetmelikte düzenleneceği, bu madde hükmüne uymayan sürücülerin derhal araç kullanmaktan men olunacağı, yönetmelik ile belirtilen miktarların üzerinde alkollü araç kullandığı tespit edilen sürücülerin, suçun işlendiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; birinci defasında sürücü belgelerinin altı ay süreyle geri alınacağı ve haklarında 265,30 TL para cezası uygulanacağı, ikinci defasında sürücü belgelerinin iki yıl süreyle geri alınarak haklarında 332,60 TL para cezası uygulanacağı, bu sürücülerin Sağlık Bakanlığınca, esas ve usulleri Sağlık ve İçişleri Bakanlıklarınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilen sürücü davranışlarını geliştirme eğitimine tabi tutulacağı, eğitimi başarıyla tamamlayanların belgelerinin süresi sonunda iade edileceği, üç veya üçten fazlasında ise, sürücü belgelerinin beş yıl süreyle geri alınacağı ve altı aydan aşağı olmamak üzere hafif hapis cezası ile birlikte 532,60 TL hafif para cezası uygulanacağı hükmü yer almaktadır.

18.07.1997 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde; uyuşturucu, uyutucu ve keyif verici gibi özelliklere sahip doğal ve sentetik psikotrop maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu belirtilerek, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içki almak suretiyle araç kullanan sürücülerin tespit veya teşhisinde hangi esas ve usullerin uygulanacağı düzenlenmiş olup, alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağının düzenlendiği (b) bendinde; taksi veya dolmuş otomobil, minibüs, otobüs, kamyon, çekici gibi araçlarla kamu hizmeti, yük ve yolcu taşımacılığı yapan sürücüler ile resmi araç sürücülerinin alkollü içki kullanmış olarak bu araçları süremeyecekleri, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üstünde olanların araç kullanamayacakları kurala bağlanmıştır.

Yönetmeliğin aynı maddesinin, alkollü içki almış sürücülerin ve kanlarındaki alkol miktarının tespiti esaslarının düzenlendiği (c) bendinde ise; alkollü olarak araç kullandığından şüphe edilen sürücülerin, alkol tespitine ilişkin tarih, saat ve ölçüm sonucu ile cihaza ait seri numarasını gösterir çıktı verebilen ve kalibrasyon ayarı yapılmış teknik cihazlar kullanılarak trafik zabıtası tarafından kontrol edileceği ya da (1) numaralı alt bentte belirtilen teknik özelliklere sahip teknik cihazın özelliklerine eşdeğer özelliklerdeki teknik cihazlarla veya kan aldırmak suretiyle alkol tespitleri yaptırılacağı, yapılan tespitin değerlendirilmesinde, tespiti yapan kurum/kuruluş tarafından olay anından tespit yapıldığı ana kadar geçen süre de göz önünde bulundurularak sonuç belirleneceği ve çıkan sonuca göre yasal işlem gerçekleştirileceği, kandaki alkol miktarının teknik cihazlarla ve kan alınarak laboratuvarda tespit imkânlarının bulunmadığı hallerde, alkollü olarak araç kullandığından şüphe edilen sürücülerin en yakın resmi sağlık kuruluşuna sevk edilerek, kurum hekimi tarafından alkol muayenesinden geçirilmesinin sağlanacağı, yapılan tespit sonucunda belirlenen limitlerin üzerinde alkollü içki aldığı belirlenen sürücülerin Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesine göre, birinci defada 6 ay, ikinci defada da 2 yıl süreyle sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınacağı, ikinci defa geri alma süresi sonunda sürücünün davranışı geliştirme eğitimine tabi tutulacağı ve başarılı olması halinde belgesinin iade edileceği, üçüncü defa ve fazlasında ise, bu sürücülerin, 6 aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılacağı ve belgelerinin 5 yıl süre ile geri alınarak psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanı muayenesine tabi tutulacakları, bu süre sonunda yapılacak psiko-teknik değerlendirme ve psikiyatri uzmanı muayenesi neticesinde belgesinin iadesinde sakınca bulunmayanlara sürücü belgelerinin iade edileceği, muayene sonucunda sürücü belgesinin iade edilmesinde sakınca bulunanlara ise sürücü belgesi verilmeyeceği düzenlenmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; 12.06.2008 tarihinde trafik ekiplerince yapılan kontrolde, kalibrasyon ayarı yapılmış cihazla yapılan ölçüm sonucunda davacının alkollü araç kullandığının ve alkol oranının 1,51 promil olduğunun tespit edildiği, bu tespite göre trafik para cezası verildiği ve sürücü belgesinin geri alındığı, trafik para cezası verilmesine ilişkin tutanağın davacı tarafından imzalandığı, ancak sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin aynı tarihli tutanağın imzalanmadığı, bu durumun, görevli polis memurlarınca sürücü belgesi geri alma tutanağına “imtina” şeklinde yazıldığı, daha sonra polis memurlarınca düzenlenen tutanakta, davacıya yeniden alkol testi yaptırabilmek için Adli Tıp’a götürülebileceğinin belirtilmesine karşın bunun davacı tarafından kabul edilmediğinin ifade edildiği anlaşılmıştır.

Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinin c bendinin iptali istemiyle açılan bir davada (Danıştay Sekizinci Dairesinin E:2007/8946) alkollü içki almış sürücülerin alkol miktarının tespitinin teknik cihazlarla ya da kandan yapılması usullerinden hangisinin daha gerçekçi sonuçlar vereceği, hangisinden uygulamada daha çabuk sonuç alınacağı hususunun tespiti için Danıştay Sekizinci Dairesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; kandaki alkol tayininin tespitinde kamu otoritelerinin onayı ile kullanıma sunulan kalibrasyon ayarları yapılmış ve taşınabilir özellikteki teknik cihazların, kandaki alkol seviyelerini göstermede pratik kullanım açısından faydalı olabileceği, bu yöntemde ortaya çıkabilecek muhtemel problemlerin ölçümlerin tekrarlanabilirliği ile azaltılabileceği, solunum yolu ile alkol düzeyinin ilgili kamu otoriteleri tarafından onaylanmış, uygun belgeye sahip, kalibrasyon ayarı yapılmış ve taşınabilir cihazlarla ölçümünün bilimsel olarak kabul edilebilir olduğu, kan alkol düzeyleri ölçümü ile solunum havasından alkol düzeyi ölçümü arasında istatistiksel bir fark olmadığı ve ülkemizde ve dünyada alveol havasından alkol tayininin yaygın olarak kullanıldığının belirtilmiş olması, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanması zorunluluğunun bulunması karşısında kalibrasyon ayarı yapılmış cihazla yapılan ölçüm sonucuna göre işlem tesis edilmesinde kamu yararına aykırı bir durum bulunmamaktadır.

Bu nedenle; davacı tarafından, alkolmetre ile yapılan ölçümün yanlış olduğu, bu miktarda alkol almadığı ileri sürülmüşse de, davacının 1,51 promil alkollü olması nedeniyle 601 TL trafik para cezası verilmesine ilişkin 12.06.2008 tarih ve 389476 sayılı tutanağı imzalayarak bu durumu kabul etmesi ve görevli polis memurlarınca ölçüme itiraz etmesi halinde sağlık kuruluşuna götürülerek yeni bir ölçüm yapılabileceğinin belirtilmiş olması karşısında, alkolmetreyle yapılan ölçüme itiraz ettiği halde sağlık kuruluşuna götürülmediğine ilişkin iddiasına itibar edilmemiştir.

Diğer yandan; davacı tarafından olaydan sonra kendi imkanlarıyla gittiği bir sağlık kuruluşundan alkollü olmadığına ilişkin doktor raporu alınmışsa da, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesi uyarınca, alkolmetreyle yapılan ölçüme itiraz edilmesi halinde, ilgili sağlık kuruluşunda yapılacak alkol ölçümünün görevli memurlar nezaretinde gerçekleşmesi gerektiğinden, bu usule uyulmaksızın alınan doktor raporunun, dava konusu işlemi sakatlayacak nitelikte bir delil olarak kabulüne imkan bulunmamaktadır.

Bu durumda; görevli trafik polislerince yapılan ölçümde, 1,51 promil alkollü olduğu tespit edilen davacı hakkında tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR : Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 3. İdare Mahkemesi’nin 31.12.2008 tarih veE:2008/1353, K:2008/2667 sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine, 28.03.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.”

Originally posted 2014-10-10 09:50:46.

Exit mobile version